11 Kasım 2018 Pazar

Oturun, lütfen.


Tavan arasında duran eski fotoğrafları albüme yerleştirmenin zamanı gelmedi mi sence de?

Hadi, kalk!
O aptal telefonu elinden bırak ve harekete geç.

Ya da bir saniye, bir saniye. . Onunla küçük bir işimiz daha var.
Telefon rehberine göz at ve uzun zamandır konuşmadığın bir arkadaşını ara hadi. Şimdi nerede? Neler yapıyor? O yıllarda, bu günlerin hayallerini kuruyordunuz ya hani; hayallerini gerçekleştirebildi mi acaba? Hayat, farklı yollara yöneltmiş olabilir sizi ama hiç merak etmiyor musun onu?

Hadi ama yapma! Neden yıllar sonra aramanı farklı şekilde yorumlasın ki? Onu araman hem sana hem de ona iyi gelecek biliyorsun. Boş yere kuruntu yapıyorsun. Ara hadi. Şimdi, şu an ona ve en önemlisi kendine bir iyilik yap ve ara.  

-Aradığınız kişiye şu a-
En azından yola çıktın. Bu da bir şey..

E, nerede kalmıştık? O telefonu elinden bırakıyordun artık değil mi? Kalk, hazırlan haydi. Bugünü diğerlerinden farklı kılalım beraber. Hazırlansana. Sokağa çıkıp biraz hava alalım.

Hayır, hayır onlar değil. Bir kere o sana hiç yakışmıyor. O da değil.. Tabii ki onları giymeyeceksin. Zaten sadece iş zorunluluğundan giyiyorsun. Onlardan pekte hoşlanmadığını biliyorum. İyisi mi öbürküleri giy. Evet, evet o rafın en altındakileri. Yapma ama onlarla rahat ettiğini ikimizde biliyoruz. Neden bu kadar uzun süredir onları giymedin ki zaten? Bak hala kuruntu yapıyorsun. Hadi elindekileri giy, döndüm arkamı. Ayrıca sen her halinle güzelsin. Seni güzelleştiren şeyler, saçın, makyajın veya pek özendiğin o kıyafetlerin değil ki. O eşsiz gülümsemen.

Daha giyinmedin mi?

Hadi çıkalım! Bu arada, gülümseme demişken; tanımadığın insanlara selam vermeyi ve gülümsemeyi unutma olur mu? Gülümse. Kimseye aldırış etmeden. Bir gün olsun diğerlerinin senin hakkında ne düşündüğünü bir kenara ayır.

Oh,işte bu! Şimdi temiz bir hava al. Ciğerlerine kadar ulaştığını hisset bu havanın. Şimdi daha iyi hissediyorsun değil mi? E, o zaman hadi başlayalım sokaklarda yürümeye.
Lütfen, o kulaklığı cebine sokar mısın? Bugün kendi müziğine* değil; sokağın müziğine kulak verme zamanı bence. İnan zamanla sen de bana hak vereceksin. Ne taraftan gidelim? Düz mü? Düz? Neyse, peki.

Bir dakika, bu sesi duyuyor musun? Bunu yahu. Dinle. Gel bu taraftan. Ne demek o sokağa daha önce hiç girmedim. Şaka mı yapıyorsun sen? Gel hadi. Her zaman aynı rotayı izlemekte nedir? Yoldan çıkmazsan kendini keşfedemezsin ki. Solda yatana da bak, birazcık sevmek ister misin? Seni hınzır, nasıl da mayıştı sen onu sevince. A, bak burada da sahaf varmış. Bir ara uğrayalım. Dur bakkaldan su alıp hemen geliyorum. Başka bir şey ister misin?
O değil de; etrafındaki güzellikleri keşfetmekten daha güzeli var mı? Bak sana çikolata da aldım. Gerçekten uzun zamandır yememiş miydin bunu?  

Hu hu!

Yaklaştıkça artan müziğe kulak ver. Yahu ne de iyi çalıyor çocuklar! Gel, biraz öne gidelim buradan hiçbir şey göremiyorum ki ben.

Bana kalırsa, alkış yapmayı ve sağa-sola salınmayı bırak. İçinden gelene uyum sağla. DANS ET! Of, yapma hadi. Sabahtan beri ne konuşuyoruz ne utanması. Şu an dans etmek istemiyor musun sen de? E, o zaman ne engel oluyor ki sana? Yanlış düşünüyorsun. Seni harekete geçiren şey buradaki insanları – muhtemelen- tekrar görmeyecek olman olmamalı.

Ah, işte böyle.. Dans et. Sadece ruhunda hissettiklerini yansıt dışarıya..

Yoruldun değil mi biraz. Gel sahile çıkıp dinlenelim. Bu yolundan neden devam etmeyelim ki?  Sahile çıktığından emin değil misin? Peki, öğrenmenin tek bir yolu var. Hadi beni takip et. Bu taraftan.

Şuna bak! Şuraya işte. Şu kırmızı kapının orası. Gördün mü? 2-3 ay önce broşürünü görüp ‘buraya mutlaka uğramam lazım’ diye aklından geçirdiğin yer değil mi orası? Ve bunca zaman gelmediğin. .Ve hatta evine bu kadar yakın olduğunu bilmediğin yer. Aferin.. Ah, bak. Bugünde tadilattaymış. Sana inanamıyorum doğrusu. Neyse, bu taraftan..

-Geçse de yolumuz, bozkırlardan; denize çıkar sokaklar-**

He he.

İşte şimdi sakinleşme zamanı.. İyot kokusunu çek içine hadi. Çek, çek, çek. Ah, bu bile rahatlamana yetti değil mi? Gel, sahildeki banklardan birisi boşaldı. Otur biraz. Otur da soluklan, otur da hayatın telaşından sıyrıl. Otur da hemen her gün aslında onlardan biri olduğun,  çevresindeki güzellikleri fark edemeyenleri seyret. Otur da derin bir nefes al. Otur da yaşa. Yaşadığını hisset. Sadece nefes aldığın günlere inat biraz da sen yaşa..

Ve unutmadan; mantığına değil, kalbinin sesine kulak ver. Daha sık kulak ver.




**Yeni Türkü - Fırtına