11 Ocak 2018 Perşembe

Sev.

2018'in ilk yazısından herkese merhaba!

Umarım güzel bir yıl her birimizle olur.
Umarım bu yıl kalbinizin en derinlerinde yatan; hiç kimseyle paylaşamadığınız hayalleriniz gerçekleşir.
Sağlık, huzur, aşk, başarı.. bu yıldan ne bekliyorsanız sizinle olsun!

Bu yıl en az ayda bir yazı yayınlama hedefim var. Bakalım başarılı olabilecek miyim? Güzel günler; güzel  anlar yaşayım ki sizinle paylaşacak kadar değerli olsun değil mi?:)

Benim gibi günlük tutan bir insansanız eğer; 30-31 aralık günlerin de yapılabilecek en güzel etkinlik o yılın günlüklerini okumak aslında. Hataların tekrarlanmaması, aynı heyecanların yeniden yaşanması, buruk ama en içten gülümsemelere yeniden ulaşılabilmesi ve "yaşadım" denilebilmesi için..
Günlüklerim maalesef yanımda değildi, evde bırakmışım. Bende 4 yıldır, üniversite de yanımda bulunan not defterlerime göz attım. İnanılmazdı! İnanın beklemediğim yerlerden beklenmedik notlar döküldü ve şaşkına cevirdi beni. . Bakın nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama inanılmazdı! İyi ki, iyi ki okumuşum!

Daha önce bundan size bahsetmedim. Hatta uzun süredir kendime bile bahsetmedim ama yazım aşamasında olan bir senaryom var. Bir kısmı kayıtlı olarak, duruyor bilgisayarım da. Kimisi de dağınık halde.. Kimi kağıtlar da kimi not defterlerinin arasın da birleşmeyi bekler halde.. Hatta bazı attığım tweetler bile var. O an yanımda kağıt ve kalem olmadığı için bir yerlerde somut olarak kalsın diye oraya yazıvermişim:D Düşünün Twitter'a bile yazdım bazı bölümleri..
Defterleri karıştırırken o bölümleri, parçaları - artık adına her ne derseniz- buldum. Hatta içine bir de masal eklemeyi düşünmüşüm. Yahu ben masal yazmaya başlamışım! Şahane bir şey bu! Çünkü masallar sadece çocukları için değildir. Sözüm ona biz yetişkinlerin vardır aslında en çok masala ihtiyacı. İyilerin her zaman kazandığını hatırlayabilmek için en basitinden..
Masal şöyle başlıyor;
"Bir varmış bir yokmuş. Eski zamanların birinde güzeller güzeli bir sütçü kız yaşarmış. Bu kız öyle güzel öyle tatlıymış ki bakan bir daha dönüp bakar; kızın sohbetine de doymazmış. Kızıl renkli dalgalı saçları yemyeşil gözleri, bembeyaz teni varmış.. Bir gün bizim sütçü kız, babasından kendisine yadigar kalan ineği sağmak için ahıra gitmiş. Bir de ne görsün; inek ortalarda yok. Ahırın her tarafını aramış, evin etrafına bakmış. Köye kadar inmiş ama bizim yadigar ineği bulamamış.."
Peki neden yarım? Ne düşündüm acaba devamı için? Bir an bir şeyler yazımı, hayal dünyamı bölüp bu halde bırakıvermişim. Geçenlerde bir arkadaşıma da söyledim. Sizinle de paylaşayım, bir söz okumuştum bir keresinde şöyle diyordu; "'Yarın uyanırız' diye bile söz verme. Gün gelir, kalkamaz halde, uyanamaz bedenin."


E, o zaman neden yarım bırakıyoruz hayallerimizi? Hikayelerimizi? Hayatımızı neden yarım bırakıyoruz?
Bitirmekten korkuyoruzdur belki de. Ya da başlangıçlardan.. Her son yeni bir başlangıçtır ya hani. Başarısız olma düşüncesi korkutuyordur belki de bizi. Ya da sonlandıracağımıza dair inancımız mı yok acaba? 
Nedenler? Niçinler? Ve nasıllar?
Hayatımız koca bir soru işareti. O soruların cevabı ise yine biz de. Peki senin o soruları cevaplamaya cesaretin var mı?
Var mı Melis?
Hadi dürüst ol bize.

Hayaller.. 
Yüzlerce hayal. .
Hayallere ulaşmakta biraz bizim ellerimiz de değil mi? 
Hadi ama
Hayatı suçlamaktan vazgeç artık!
Senin hayatla bir problemin yok. 
Güzel sesli bir kadının dediği gibi, senin problemin hayatla değil; insanlarla ve onların kurdukları düzenle. 
Fark et bunu!
Düzene ayak uydurursan sistemin kölesi olursun!
Boş ver kulağa çalınan sözleri, boş ver kimin ne düşündüğünü. 
Birilerine ayıp olmasın demekten vazgeç!
Kendine ayıp ettiğinin farkına var artık.
Bu hayatta senden sadece bir tane var. Eşin, benzerin yok.
İşte tam da bu nedenle özel ve önemlisin ya zaten..  
Yarın yok!
Bugün var.
Tamam, çokta gaza gelmeyelim tabi ki de :D
Bunları da unutma yani:D
Ne olur ne olmaz.
Yıllardan medet umma. 2018'in de diğerlerinden farkı yok. Sen kendi farkını yarat. Kendi farkının farkına var artık. 

Bu yıl çok sev mesela. 
Önce kendini,
Sonra doğayı.
Daldaki kuşu,
Sokaktaki kediyi,
En çokta denizi.
Rüyaları sev,
Hayal kurmaktan vazgeçme.
Masal oku! 
Gülümse!
Selam ver, tanımadığın insanlara.
Hiç tanımadığın insanların düğününe git mesela. Test edildi, inanılmaz keyifli oluyor. Hahah bir de "bunlar kim yahu" diye bakan şaşkın gözler görülmeye değer. Umursama halay çek! "Çünkü mantık size bir A noktasından B noktasına götürür. Halay ise her yere" :D

Demem o ki, bir şeyler yap!
Şiir oku, bir çocuğun başını okşa ne bileyim bir hayvan sahiplen.
Aç camı ve derin bir nefes al şimdi! Yaşadığına şükret! Nefes alabildiğine şükret.

Cesur ol!
Yüreğinle hareket edebilecek kadar cesur!

Ve unutma, 
Hikayeler, masallar, hayaller(...) değil; sen yarım kalıyorsun..


Olur ya, yazmak isterseniz bana "melissancak23@gmail.com"adresi kadar uzağım size:)