Sokakta yürürken bakar mısınız insanların yüzlerine?
Selam verir misiniz? Ya da gülümser misiniz tanımadığınız
insanlara, sokak kedilerine, ev kapılarına..?
Şükür eder misiniz aldığınız her nefese?
Bir banka oturup hiçbir şey yapmadan seyreder misiniz gelip
geçenleri?
Göz teması kurar mısınız konuşurken?
Ya da susarken..? Bazen susarak da anlaşır ya insan hani.
Gider misiniz hiç sinemaya yalnız?
Şiir okurken satırları değil; satır aralarını okumaya
çalışır mısınız?
Aynaya her baktığınız da sorgular mısınız kendinizi?
Sorumluluk duyar mısınız yaptıklarınızdan ya da
yapamadıklarınızdan?
Daha iyi bir dünyayı mümkün kılabilmek için kafa patlatır
mısınız?
Bir konserde sadece bas gitariste dikkat eder misiniz? Onun
yokluğunun müziği nereye evirebileceğini düşünür müsünüz?
Telefonunuzu kapatıp sadece kendinize ayırır mısınız zaman?
Kitap ya da dergi okurken dinler misiniz müzik? Dinlemeyin.
Haksızlık etmeyin yazara.
Totemleriniz var mıdır? Gücü totemlerde aramak yerine içten
gelen güce inanmaz mısınız yoksa?
Mektup yazar mısınız hala? Ya da kartpostal yollar mısınız
sevdiklerinize?
Kozalaklara anlam yükler misiniz sizde?
Tren camından gördüğünüz direkleri sayar mısınız?
Ya da eder misiniz trenle seyahat?
Bunca sorunun arasında, bir soru da siz yöneltirseniz bana;
“neden soruyorsun bunları bize melis?” diye, mesela.
Hayat telaşı içinde unuttuklarımı hatırlayım diye olur tek
cevabım.
Hayatı, yaşamayı sevin. Çünkü hayat güzel. Yaşamak güzel.
Herkese ve her şeye rağmen güzel. Belki de siz doğru yöne bakmıyorsunuzdur? ya da ben bakmıyorumdur? Olamaz mı?
Şimdi.. Rastgele kitaplığımdaki şiir kitaplarının olduğu
bölüme elimi atacağım, elime gelen ilk kitaptan rastgele bir sayfa seçeceğim ve
o şiir bu akşam sizin, benim olacak..
Sevgiyle, sağlıkla, huzurla, mutlulukla!
Melis.
Turgut Uyar’dan geliyor..
Kavşakta.